Şaşkınlıktan ağzı bir karış açık kalan çocuk, kedinin
istediklerini yapmış. Kedi çizmeleri giyince ayna
karşısına geçmiş ve kendini pek beğenmiş. Sonra kilerden
taze bir marulla güzel bir havuç seçip ormanın yolunu
tutmuş. Ormanda çuvalın ağzını açmış, marulla havucu
çuvalın içine yerleştirip bir ağacın arkasına saklanmış.
Çok geçmeden taze sebzelerin kokusunu alan küçük bir
tavşan çuvalın yanına gelmiş, zıplayıp içine atlamış.
Kedi saklandığı yerden çıkıp çuvalın ağzını sıkı sıkı
bağlamış.
Ancak
Çizmeli Kedi tavşanı efendisine götürmek yerine doğruca
saraya gidip Kral’la görüşmek istediğini söylemiş.
Kral’ın huzuruna çıktığında yere eğilerek, “Yüce
Efendimiz, size Efendim Marki’den
bir hediye getirdim,” demiş. Bu hediye Kral’ın çok
hoşuna gitmiş.
Üç ay
boyunca Çizmeli Kedi saraya o kadar çok hediye götürmüş
ki, Kral artık onun yolunu gözler olmuş. Derken Çizmeli
Kedi’nin dört gözle beklediği gün nihayet gelmiş çatmış.
“Bana sakın neden diye sormayın ve bu sabah
ırmağa gidip yıkanın,” demiş sahibine. Çizmeli Kedi, o sabah
Kral’ın Prenses’le, yani kızıyla birlikte ırmağın
kenarından geçeceğini biliyormuş.
O sabah, Kral’ın faytonu ırmağın yakınından geçerken Çizmeli
Kedi telaşla yanlarına yaklaşmış. “Yardım edin! Yardım
edin!” diye bağırmış. “Efendim Marki
boğuluyor!” Kral hemen bir alay askerini ırmağa
yollamış.
Fakat
Çizmeli Kedi bununla da kalmamış. Kral’a, efendisi
ırmakta yüzerken hırsızların onun elbiselerini
çaldıklarını söylemiş. (Oysa Çizmeli Kedi, efendisinin
elbiselerini çalıların arkasına kendisi gizlemiş!) Kral,
hiç gecikmeden Marki’ye bir takım elbise yollamış. Tahmin edeceğiniz gibi
Çizmeli Kedi’nin sahibi, kendisine
Marki denmesine çok şaşırmış, ama akıllılık
edip hiç sesini çıkarmamış.
Marki güzelce giydirildikten sonra Kral onu
gideceği yere götürmek için faytonuna davet etmiş ve
kızıyla tanıştırmış. Prenses, iki dirhem bir çekirdek
giyinmiş olan Marki’ye bir
bakışta âşık olmuş.
O
sırada Çizmeli Kedi koşa koşa oradan uzaklaşmış. Çok
geçmeden büyük bir tarlada ot biçen insanlara rastlamış.
“Beni dinleyin!” diye bağırmış. “Kral bu yöne doğru
geliyor. Size bu tarlaların kime ait olduğunu sorarsa
ona efendim Marki’ye ait olduğunu söyleyeceksiniz. Yoksa sizi dilim
dilim doğrattırırım!”
Sonra
Çizmeli Kedi bir süre daha koşmuş ve büyük bir tarlada
buğday biçen adamlara rastlamış. Aynı şeyi onlara da
söylemiş. Sonra tekrar koşmuş ve her rastgeldiği insana
aynı şeyleri tekrarlamış. Derken Dev’in şatosuna varmış.
Kral’ın Faytonu Çizmeli Kedi’nin geçtiği yerlerden
geçerken Kral her rastgeldiği insana, “Bu tarlalar kime
ait?” diye soruyormuş. Her defasında da aynı cevabı
alıyormuş. Kral, Marki’nin
bu kadar çok toprağa sahip olmasına şaşırmış. (Çizmeli
Kedi’nin sahibi de öyle!)
O
sırada Çizmeli Kedi Dev’in şatosunda başka bir işler
çevirmekle meşgulmüş. “Dev,” demiş Çizmeli Kedi, Dev’in
nefesinin kokusundan
iğrendiğini gizlemeye çalışarak. “Senin aynı zamanda
müthiş bir sihirbazlık gücünün olduğunu söylüyorlar,
doğru mu?”
“Öyle
diyorlarsa, öyledir,” demiş Dev alçakgönüllülükle.
“Örneğin, istersen hemen bir aslana
dönüşebildiğini söylüyorlar,” demiş Çizmeli Kedi. Bunu
söyler söylemez Dev hemen kendini bir aslana dönüştürüvermiş. Çizmeli Kedi kendini dolabın üzerine zor atmış. Dev tekrar eski haline dönünce
dolaptan aşağı inmiş. “Mükemmel!” demiş Çizmeli Kedi.
“Ama fare gibi küçük bir şeye dönüşmek senin gibi
cüsseli biri için imkânsız olmalı!”
“İmkânsız mı?” diye gülmüş Dev. “Benim yapamadığım şey
yoktur!” Dev bir anda fareye dönüşmüş, Çizmeli Kedi de
onu hemen yutmuş.
Derken
Kral, Dev’in şatosuna varmış. Şatonun artık kime ait
olduğunu tahmin etmişsinizdir herhalde! Çizmeli Kedi
Kral’ın faytonunu şatonun yolunda karşılamış. “Bu
taraftan gelin,” demiş. “Sizi bir ziyafet bekliyor.”
(Dev o gün birkaç arkadaşına bir ziyafet vermeyi
planladığı için yemeklerle
donatılmış büyük bir masa hazır bekliyormuş!”)
O gün sonunda Çizmeli Kedi’nin sahibi marki Prenses’le nişanlanmış. Bir hafta sonra da
evlenmişler. Çizmeli Kedi’ye ne mi olmuş? Dokuz canından
dokuzunu da sefa içinde sürmüş ve bir daha da fare
avlamasına gerek kalmamış - ara sıra avlamış, o da kedi
olduğunu unutmamak için. |